MÜTERCİMİN ÖNSÖZÜ
Hamd ancak Allah içindir. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. Allah kimi hidayete erdirirse onu saptıracak olan yoktur. Kimi de saptırırsa onu hidayete erdirecek olan yoktur. Ben şehadet ederim ki; Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir ve ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed (s.a.v) O’nun kulu ve Rasulüdür. Allah’ım! Senin kolay kıldığından başka kolay yoktur ve sen dilersen bütün zorlukları kolaylaştırırsın. Efendimiz (s.a.s)’in hadislerini tercüme etmeye çalışmanın ağır bir yük ve ciddi bir sorumluluk olduğunun farkındayız. Tercümede gerekli hassasiyeti göstermemek, araştırma ve incelemeyi yapmamak, işin ehline sormamak, kolayımıza geldiği gibi tercüme etmek; “O’nun adına yalan söylemenin” bir babıdır. Bilerek ve bilmeyerek bu hataya düşmekten her daim Rabbimize sığınarak bu çalışma üzerine yoğunlaştık. Gücümüz yettiğince bütün imkanlarımızı kullanarak “en uygun” tercümeyi yapmaya gayret ettik. Tercüme edilen her hadisin, konunun uzmanları tarafından incelenmesi konusunda hassasiyet gösterdik. Rabbimizden dileğimiz; hata ve yanlıştan uzak olmayan biz kullarına, doğruyu ilham etmesi ve yanlışları görüp düzeltmemizi lütfetmesidir. Kardeşlerimizden de ricamız; tercümelerimizde yapmış olduğumuz hataları bize iletmeleridir. Çünkü sünnetin doğru anlaşılması, hepimizin aslî görevidir. Elinizdeki bu çalışma, Hadis Külliyatları arasında çok müstesna ve seçkin bir yeri olan İmam Ahmed İbn Hanbel’in Müsned’inin ilk bölümleridir. İmam Ahmed İbn Hanbel, kitabına cennetle müjdelenen on sahabenin müsnedleriyle başlamıştır. Müsned, sahabeyle paralel olarak çok hoş bir sünnet yolculuğunun kapılarını önümüze açmaktadır. Dört halife ile başlayan bu kutlu yolculuk, Aşer-i Mübeşşere halkasından olan diğer Ashab-ı Güzîn ile devam etmektedir. Türkiye’de yaşayan biz Müslümanların, hadislerin metinlerine aşinalığımız varsa da ravileriyle pek irtibatımız olmamıştır. Elinizdeki bu eserde ise, o sahabenin Efendimiz (s.a.v) ile yolları kesişen kıssalarını, sahabenin O’ndan işitmiş olduğu hadisleri sünnet-sahabe paralelinde inceleme imkanı buluyoruz. Malum olduğu üzere Müsned ile ilgili pek çok şerh, tahkik, zevaid, rical, etraf vs. çalışmaları yapılmıştır. Bizler tercüme yaparken imkanlarımız ölçüsünde bu eserleri el altında bulundurmaya ve bunlardan faydalanmaya gayret ettik. Bu anlamda Mektebetu’ş-Şamile ve Cevamiu’l-Kelim isimli bilgisayar programları, kitaplara ulaşma konusunda işimizi bir hayli kolaylaştırdı. 8 AŞERE-İ MÜBEŞŞERE MÜSNEDİ AHMED İBNİ HANBEL Tercümede Şuayb el-Arnaût hocamızın ekibiyle birlikte tahkikini yapmış olduğu 52 ciltten oluşan Müsned’i esas aldık. Tahkiklerde tamamen kitaba bağlı kaldık fakat tahriç kısmında araştırmalarımızı biraz daha genişleterek hadisin geçmiş olduğu farklı kaynakları da dipnotlarda belirttik. Tahriçlerde verilen kaynak bilgilerine kolaylıkla ulaşılabilmesi için cilt, sayfa ve bab numaralarını değil, mümkün olduğunca bizzat hadis numaralarını kullanmaya çalıştık. (Örn: İbni Mace 3/76 yerine İbni Mace 1397) Hadislerde geçip de anlaşılması güç olan bazı konuları gerek parantez içinde ve gerekse dipnotlarda daha detaylı açıklamalarla anlaşılır hale getirmeye gayret ettik. Bu eserin tercümesi sırasında, hadisleri teker teker inceleyerek yanlış ve hatalarımı bana gösteren değerli hocalarım Prof. Dr. Kamil Güneş ve Yrd. Doç. Dr. Ramazan Sönmez’e, kitabın son okumasını yaparak güzelleşmesine katkıda bulunan Muhammed Taha Sönmez’e, dua ve teşvikleriyle her daim yanımda hissettiğim aileme ve tüm dostlarıma teşekkürü bir borç bilirim. İmam Ahmed İbn Hanbel; “Müsned’de amel etmediğim hiçbir hadise yer vermedim. Ta ki Rasulullah (s.a.v)’ın hacamat yaptırıp hacamatçıya bir dinar ücret vermesi hadisine varıncaya kadar. Bu hadise geldiğimde ben de hacamat yaptırdım ve hacamatçıya bir dinar ücret verdim” der. İmamın bu sözleri, onun sünnete bağlılığındaki muhabbeti ve hassasiyeti gözler önüne sermektedir. Bütün bunları yeniden hatırlayarak ve hatırlatarak dileğimiz odur ki; gerek hadislerin tercümesine çabalayan bizler ve gerekse okuyucular, hadislerle amel etme, bize ulaşan her sünneti hayatımızda yeşertmeye çalışma konusunda Rabbimizin bize o muhabbeti ve hassasiyeti vermesidir. Allah’ım! Bu çalışmayı kıyamet günü bizim için bir azık, bir nur ve lehimize bir delil kıl. Aleyhimize hüccet kılma. Onu kalıcı salih ameller arasına kaydet. Bu çalışmayla imanımızı, takvamızı, ihlasımızı ve samimiyetimizi artır. Gururumuzu, kibrimizi ve riyamızı artırma. Amellerimizi salih, niyetlerimizi halis eyle. Rabbimiz! Unutur veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et. Amin. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a aittir. Salat ve selam da, Efendimiz Muhammed (s.a.v)’e, O’nun âline, ashabına ve kıyamete kadar O’nun sünnetini ve kutlu adımlarını takip eden bütün müslümanlara olsun. (24-03-2015)